TOKAT İLİ DERNEKLER FEDERASYONU BASIN AÇIKLAMASI

TOKAT İLİ DERNEKLER FEDERASYONU 
BASIN AÇIKLAMASI

Türkiye; umudun, yokluğun ve yoksullukların memleketi, "bizim memleketimiz". Ama bu memlekette her gün bizi şaşırtan, kahreden olaylara şahitlik etmeye devam ediyoruz. Bir yanda mirasyedi bir evlat misali babadan kalma malları satıp günü kurtaranlar, diğer yanda ise geleceğimizi karartan istismar olayları. Cesaretini mahkeme salonlarından alan, ceket ve kravat takarak iyi halden cezasız kalanlar. Dinen de sakıncası yok diye eğitilen örgütlü vicdan yoksunları.
Bu kişiler geleceğimiz olan çocuklarımıza el uzatıyor, yarınımız teminatına, kıyamadıklarımıza kıyıyor. Böyle bir açmaz işte bu toprakların kader diye bize bellettiği gerçek. Hal böyle, durum kötü, herkes umutsuz ve dehşet içinde. Ama bu toprakların bize öğrettiği başka şeyler de var. Kendi göbeğini kendi kesip kendi kaderini yazanların da vatanıdır bu topraklar. El ele verdiğinde dağları yürütenlerin, gök kubbenin mavisine bin bir umudu öfkeyi sığdıranların ve nicelerinin... Bizler yaşadığımız bu vatanı ve dünyayı güzelleştirmek için yola çıktık ve bu mücadeleyi sonuna kadar devam ettireceğiz.
Bizler istiyoruz ki, devlet ve devlet mekanizmalarını işletmesi gerekenler bu vatanı daha yaşanabilir hale getirmek için gerekli önlemleri alsın. 
Çocuklarımızı kendi çocukları olarak görsün, korusun ve kollasın. Fakat bugün gelinen noktada devlet bu işi engellemenin ötesinde teşvik eder bir görüntü çizmektedir. Yapılması gereken ve beklediğimiz bu değil. Devlet en kısa zamanda bu tür toplumsal konularda hassasiyet göstermeli, hukuksal zeminde çocuklarımızı ve kadınlarımızı koruma altına almalı gerekli reformları yapmalıdır.Öte yandan diyaneti en kısa zamanda yeniden yapılandırmalıdır. En çabuk adım olarak, her konuda bilimden ve insanlıktan uzak olan diyanet fetva hattı kaldırılmalıdır. Sonrasında tüm inançlara eşit mesafede duran ve bu inançların yaşanabilmesini sağlayan bir yapıya büründürmelidir. 
ŞEKER VATANDIR SATILAMAZ 
Cumhuriyet’in ilk kurulduğu yıllarından bu güne, yaklaşık 92 yıllık bir geçmişi olan şeker fabrikalarının satılığa çıkartılmasını kabullenemiyoruz. Ülke ekonomimize çok ciddi katkılar sağlayan, yarattığı istihdam ile Anadolu’nun geçim kapılarından biri olan, çiftçimizin aylar boyunca emek ederek topraktan çıkarttığı pancarların işlendiği şeker fabrikalarımızın satılması, büyümekte olan ülkemize bir yarar sağlamayacağını bildirmek istiyoruz. Biliyoruz ki emek en yüce değerdir. Bırakın şeker fabrikalarının kapatılmasını, ülkemizde şeker pancarı üretiminin arttırılmasının hem toplumsal sağlığımız açısından hem de üreten toplum olmanın onurunu yaşamak adına çok önemli bir işlevi olacağını düşünüyoruz. Alınan özelleştirme kararının, Türkiye ekonomisine herhangi bir katkı sunacağını düşünmüyoruz. 
Buna ek olarak, bu kararın Türk çiftçisine de bir fayda sağlamayacak, aksine aileleri ile beraber milyonlarca çiftçimizi ve hayvan yetiştiricimizi, nakliyecimizi doğrudan etkileyecektir. Ülkemizde şeker pancarı ve şeker üretiminden yüzbinlerce vatandaşımız ekmek yemektedir. Ülkemiz yöneticileri kendi vatandaşlarının geçimini düşünmemekte midir? Söz konusu bu fabrikaları "Kâr etmiyor" mantığıyla yola çıkarak özelleştirmeye çalışmak doğrudan 100 binlerce insanın, dolaylı olarak da milyonlarca insanın ekmeğiyle oynamakla eşdeğerdir. İşte tüm bu sebeplerle, “Şeker Vatandır Satılaamaz...
Özlediğimiz bir ülke hayali ve mücadele özlemi ile hepinizi yürekten selamlıyorum.

Saygılarımızla,